Oruç'un kelimesinin Arap dili karşılığı, savm kelimesidir. Anlamı ise kişinin kendisini tutması, kendisine hakim olması anlamına gelir. İnsanlık tarihi boyunca bu bir çok kadim felsefe, farklı riyazetlerle uygulanmıştır. Çünkü her kadim öğretinin aslında özü, nefs'i terbiye etmektir.
Mesela, Tasavvuf buna 7 katlı mertebe olarak bakmıştır;
1- Nefs'i Emmare (Kötülüğü emreden ve bundan keyif alan nefs)
2- Nefs'i Levvame (Kötülüğün farkına varıp kendini azarlayan nefs)
3- Nefs'i Mülhime (Yaradan dan feyz alan nefs)
4- Nefs'i Mutmainne (Tatmin olmuş nefs)
5- Nefs'i Radiyye (Yaradandan razı olmuş nefs)
6- Nefs'i Mardiyye (Yaradanın razı olduğu nefs)
7- Nefs'i Kamile (Saf nefs)
Oruç aslında bu kademelere ulaşabilmenin araçlarından biri olmuştur. Bunun için yapılan önemli riyazetlerden biri de, Halvet'tir. Halvet, ilk olarak Hz. Musa uygulamış olmasına rağmen(yazılı tarihe göre ama olmayanda var) aynı zamanda Hz. Muhammed'in de vahye hazırlanış şeklidir. Belli bir zaman için kişinin kendisini tefekküre adaması da denilebilir. Ancak belli bir süre halvete girmek ve oruç tutmak, nefs için yeterli değildir. Bu konuya Bektaşilik'te güzel bir şekilde değinilmiş ve şöyle denilmiştir; Her daim eline, beline ve diline hakim olmak gerek. Bu konuya uzak diyarlardan başkası da değinmiştir. Adı ise Gautama Buda'dır. Kendisi 29 yaşına kadar saraylarda yaşadıktan sonra, münzevi hayatı seçmiş ve çeşitli oruçlar tutarak nefs'ini terbiye etmeye çalışmıştır. Sonradan oruç tutmanın gerekli ama başlı başına yeterli olmadığını anlamış ve riyazet'in yaşam boyunca yapılması gerektiğini savunmuştur. Hz. Musa ise, Tur dağında oruç tutarak 40 gün 40 gece geçirmiştir. Yahudilik'te de, Yaradan'a yaklaşma aracı olarak riyazetin önemli bir yeri olmuştur. Yılda birkaç kez oruç tutulur. Ama bunların en önemlisine, Yom Kippur demişlerdir. İbranice'de kelime anlamı ise, tövbe günüdür.
Bu günde;
1- 25 saatlik bir oruç
2- Deri ayakkabı giymeme
3- Yıkanmama
4- Parfüm ve losyon sürmeme
5- Cinsel aktiviteden uzak durma
6- Çalışmamagibi kurallara dikkat edilir.
Hristiyanlık'ta da oruç vardır. Yılın belli zamanlarında onlarda bu riyazet'ten faydalanırlar. Bu zamanlar;
1- Her Çarşamba(Hz. İsa'nın ele veriliş günü) ve Cuma(Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği gün) günleri
2- Paskalya zamanı
3- Noel zamanı
4- Aziz elçiler için
5- Epifani Yortusu'nun arifesi
6- Kutsal Haç bayramı
7- Vaftizci Yuhanna'nın öldürülmesi
Hinduizm'de de oruç vardır. Bunlar belli besinlerden sakınma şeklinde olduğu gibi, kelimelerden sakınma şeklinde de olur. Kelimelerden sakınmadan kasıt, konuşmamadır. Yani, kati sessizlik. Buna, Vipassana denir. Kişi ne kadar dış seslerden uzaklaşır ise, iç sesine o kadar fazla ulaşabilir. Kendine yaklaşan ise O'na yaklaşmış demektir.
Eski Yunan ve Roma'da da feleketlerden kurtulmak için, oruç tutulduğu bilinen bir durumdur.
Evet dostlar, gelelim sözün özüne.Oruç aç kalmak için değil, nefsin terbiyesi için yapılan bir durumdur. Bunu bütün kadim öğretiler, birbirinden bağımsız uygulamışlardır. Metodları farklı olsa da, mana aynı. Ama ister belli besinlerden uzaklaşarak, ister vipassana yaparak, ister halvete girerek, ister 25 saat bir şey yemeyerek bunu gerçekleştirin kalbinizi,zihninizi,ruhunuzu temizlemeye niyet etmediyseniz boşuna çile çekmişsiniz demektir. Bedenlerimizi değil, özümüzü ıslah etmemiz dileğiyle.
Sevgi ve huzurla kalın.
Comentarios